Bu çalışma sokağı anlatıyor. Sokağın özgürleştirici gücünü, insanı ve kitleleri asi olmaya ve isyan etmeye teşvik eden kışkırtıcılığını ortaya koyuyor. Çünkü baskı, şiddet ve otoritenin olduğu her yerde sokak, direnişin ve özgürlüğün simgesi olmuştur. Çünkü sokak, umutların tükendiği anda hayallerin yeniden ayaklandığı yerdir; sokak umuttur. Sokak başkaldırıdır. Suskunluğun, tepkisizliğin, duyarsızlığın aşıldığı, ışığın ve aydınlığın ortaya çıktığı, artık ben de varım - biz de varız dendiği yerdir. Bu kitap altı ülkedeki (Endonezya, Bolivya, Şili, Cezayir, İran, Türkiye) kitlelerin sokak deneyimini, kendi kaderlerinin hakimi olmalarını ve bu yönde yarattıları pratikleri anlatmaktadır.
Üç kıtada ve her ülkenin kendine özgü tarihsel toplumsal koşullarında biçimlenen bu pratikler, doğrudan eylem ve doğrudan demokrasinin zengin biçimlerini ortaya koymaktadır.